Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm kıtalara yayılan Covid-19, 11 Mart itibari ile ilk vaka ile ülkemizde de yayılmaya başladı. Kişisel temizliğimize daha da önem verdiğimiz şu günlerde, hem kendi hayatımızı hem de başkalarının hayatını dikkate alarak evlerimizde kalmaya özen gösteriyoruz.
Bazı iş yerleri devletten gelecek ikinci bir bildiriye kadar kapanırken, bazı özel ve kamu kurumları çalışan sayısını düşürerek ya da uzaktan çalışma metodu ile salgından korunmaya çalışıyor. Neredeyse 20 gündür devam eden bu sürecin, ne zaman ya da nasıl sona ereceği ise açıklanamıyor.
Dışarıdaki hayatın neredeyse durma noktasına gelmesi, hayatlarımızda da değişikliklere sebebiyet veriyor elbette. Zamanımızı geçirme şeklimizden, önceliklerimize, beslenme şeklimizden, para harcama şeklimize kadar pek çok değişimi hep birlikte gözlemliyoruz. Elbette bu değişim tartışmasız ilk olarak, e-ticaret, reklam, turizm, eğlence ve organizasyon sektörlerinde hissedildi.
Loop Capital Markets uzman analisti Rob Sanderson, Google ve Facebook seyahat reklam gelirlerinin 10 Mart'ta yayınlanan Search Engine Land'e göre %10 düşüş gösterdiğini belirtti. Araştırmalarına göre salgının ilk çeyreğinde görülen %10'luk kayıp, ikinci çeyrekte %20'lere ulaşabilir. Ancak 18 Mart'ta yayınlanan İzea'nın raporuna göre şu anda tatillerini erteleyen ya da iptal eden %61'lik bir kısmın da (yılda beşten fazla seyahat eden kişiler) ilerleyen dönemde seyahat edebileceği için opsiyonlu işlem yapıyor olduğu. Ancak rapora göre herkesin bu süreçte ikna olduğu konu şu ki, 'iptal edilemeyen bilet ya da otel rezervasyonuna hayır'
Needham Araştırma Enstitüsü'nden Laura Martin ve Dan Medina, sinema, tiyatro ve restoranlar kapandıkça, eğlence, perakende ve FMCG gibi sektörlerdeki markaların harcamalarının azaldığını belirtirken, insanların AVM'lere gitmekten kaçındığı ve ihtiyaçlarının değişiklik gösterdiği bu dönemde pek çok sektörün etkileneceğini belirtiyorlar.
12-14 Mart tarihleri arasında Ipsos MORI tarafından yapılan bir araştırma tüketicilerin bu pandemi sonrası yaşam tarzlarını, görüşlerini ve tepkilerini değiştirdiğini açıkça ortaya koyuyor. Fiziksel perakende mağazalarının kapanması ya da tüketicinin gitmeye çekindiği noktada e-ticaret'te de ciddi bir sıçrama gözlemleniyor. Ürün stoklamanın ayyuka çıktığı şu dönemde, online'dan alışveriş yapanların %18'i (İngiltere) aslında fiziksel mağaza/marketlerden alışveriş yaptığını ancak bu dönemde online'a yönlendiğini belirtmiş.
24 Mart'ta GlobalData tarafından yayınlanan tahminlere göre İngiltere'de perakende sektörü 12.6 milyar € zarar görecek. Giyim ve ayakkabı markalarının satışında %20,6'lık bir düşüşle 11,1 milyar € gerileme bekleniyor. Bu karşılık gıda ve market pazarında 2020 yılının sonunda %7,1 büyümesi bekleniyor ve bu tahmin 6,8 milyar € demek.
Uygulama ve analiz şirketi Apptopia'ya göre Avrupa'da en çok yükselişe geçen ve günlük indirme sayısı hızla artan uygulamalar market ve bakkal uygulamaları. Türkiye'de de Getir, BanaBi, İstegelsin gibi uygulamalar tercih edilirken, A101, Migros ve Carrefour gibi markaların da online satışlarında artışlar gözlemliyoruz. Temassız teslimat seçeneklerinin sunulması, ürünlerin dezenfekte edilip paketlendiğine dair tüketicinin bilgilendirilmesi, bu dönemde en çok ihtiyaç duyulan kişisel ve ev hijyenine hizmet eden ürünlerin hızlı temini tüketicileri bu uygulamaları seçmeye yönlendiriyor.
14 Mart'ya güncellenen Nielsen raporuna göre tüketicilerin fiziksel mağazadan alışveriş için endişeleri sürerken, ihtiyaçlarını online'dan karşılamaya devam edeceği söyleniyor. Buna göre en çok ev ve evcil hayvan bakım ürünleri, uzun ömürlü ve dondurulmuş gıdalar, hobi malzemeleri, spor aletleri, epilasyon ürünleri satışlarında ciddi bir ivme bekleniyor.
Sosyal medya kullanımında da ilginç tüketici verileri gelişmeye devam ediyor. 1100'den fazla marka ve reklamvereni inceleyen Pattern89'un araştırmasına göre Facebook ve Instagram kullanıcılarının insan etkileşimi gösteren (sarılma, el sıkışma, tokalaşma) reklamlara %27,4 ilgisinin azaldığını ancak el yüz yıkama, temizlik ve hijyen içerikli gönderilere 6 kat fazla ilgi duyduğunu belirtti.
Bir diğer artışa geçen sektör ise popüler akış ve içerik barındıran platformlar. Netflix, PuhuTV, BluTV ya da yerel kanalların akıllı TV'lere indirilebilen uygulamaları sayesinde aboneliklerde önceki yıla kıyasla ciddi bir artış gözlemleniyor.
Oyun sektörü bu süreçte en çok yeni kullanıcıya sahip olan sektörlerden biri. Küresel PC Oyun Platformu Steam 15 Mart günü 20.3 milyon yeni kullanıcıya ulaşıldığını bildirerek 16 yılın rekoru olduğunu belirtti. Bu rekor artışın kullanıcıların evde kaldıkları süre boyunca kendilerine daha fazla vakit ayırıyor olmalarının etkisi olduğunu belirtiliyor.
İstihdam ve işe alım süreçleri ile ilgili de en çok açığa çıkan durum ise endişe. YouGov tarafından İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre 18-24 yaş aralığındaki gençler, sürecin sona ermesinin uzun süreceği ve işsiz kalacakları endişesini diğer yaş gruplarına göre daha çok taşıyor.
TribePad verilerine göre perakende iş başvuruları günlük ortalama 5.000 civarında seyrederken 20 Mart cuma günü rakamlar 200.000 olarak açıklandı.
Mesajlaşma uygulamalarının her geçen gün artış gösterdiği günümüzde Covid-19 salgınının başlaması ile birlikte Facebook, mesajlaşma sisteminin %30'den fazla kullanım artışı gösterdiğini açıkladı. Aynı şekilde sesli ve görüntülü aramalarda Messenger ve Whatsapp verileri 2 katına çıktı. Instagram kullanımda ise %70 daha fazla kullanımın olması dikkat çekiyor. Ancak yine de reklam harcamalarında bir düşüş beklendiğini dile getiriyor Facebook.
Tüm bu veriler çerçevesinde;
Küresel tüketicilerin %45'i sosyal medyada daha fazla zaman harcıyor.
GlobalWebIndex tarafından hazırlanan rapor, korona virüs pandemisinde tüketici davranışlarındaki belirgin değişiklikleri ortaya koyuyor.
16-20 Mart arasında gerçekleştirilen 13.000'den fazla tüketiciye yönelik küresel bir ankette GWI, tüketicilerin % 95'inin ev içi medya tüketimine daha fazla zaman harcadığını belirtiyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, haber içeriklerinin izlenmesinde belirgin bir artış olduğu; üç küresel tüketiciden ikisinin bu içeriklerin tüketiminde daha fazla zaman harcadığı belirtiliyor.
Ankete katılan 13 ülkede, %50'den fazlası daha fazla haber, içerik ve akış platformu izliyor, %45'i mesajlaşma hizmetlerine daha fazla zaman harcıyor ve neredeyse %45'i sosyal medyaya daha fazla zaman ayırıyor. İlginç bir şekilde, %10'dan fazlası video oluşturduklarını ve yüklediklerini söylüyor.
Rapor başka yerlerde, reklamcılıkla ilgili görüşlerin kutuplaştığını da kaydediyor. Markaların normalde reklam yayınlamaya devam edip etmeyecekleri sorulduğunda, üçte birinden biraz fazlası katılıyorum, dörtte birinden biraz fazlası katılmıyorum ve üçte birinden biraz fazlası da emin değil yanıtlarını veriyor. Gen Z (%38), erkekler (%39) ve daha yüksek gelir grubu (%39), reklamların normal şekilde devam etmesi gerektiği konusunda hemfikir.
Bu salgının ne zaman sonlanacağını bilemiyoruz elbette ancak kendiniz ve sevdikleriniz için hijyene önem verin, evde kalın. Bizler #evdeyizamatakipteyiz merak etmeyin.